RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ

RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ


0-216-521 88 36



ALEMDAĞ C MELTEM S 2/2

SONDURAK ÜMRANİYE İSTANBUL

http://www.radistanbul.com/

MERKEZİMİZDE TÜM BANKA VE KREDİ KARTLARI GEÇERLİDİR.







23 Kasım 2010 Salı

Prenatal(Doğum Öncesi) Tanı









Kendi doğumundan 9 ay önce, "Brittany Nicole Abshire", ileriki yaşamında karşılaşabileceği belki de en önemli sınavda "başarılı" olduğunu kanıtlamış oldu! Brittany 'nin dünyaya gelmesine neden olan "embriyo "nun, bölünen ilk hücreerinin, Brittany 'nin ailesi için kabus haline gelen ve ölümcül bir genetik hastalık olan "Ta y-Sachs" hastalığını taşımadığı bulunmuştu ve genetik uzman/art bu bilgiyi, Brittany henüz dünyaya gelmeden, hatta embriyo daha rahim içine yerleşmeden önce e/de etmişlerdi. AIüjdeli haber aileye verildi ve "embriyo Brittany ", annesinin rahmine yerleştirilerek, 9 aylık uzun yolculuğuna koyuldu. 1989 yılında çocuklarından birini Tay-Sachs hastalığından yitiren Brittany 'nin anne ve babası ne yazık ki, bu hastalığın genleri açısından taşıyıcı durumda idi/er. Bu ise bundan sonra doğacak her çocukta aynı hastalığın tekrar/ama riskinin olması demekti. Bu noktada Abshire ailesi önemli bir karar aldı: Aynı genetik hastalığın bulunmayacağına dair tıbbi güvence verilmezse yeniden çocuk sahibi olmayı düşünmeyeceklerdi Bu durumda genetik testler bayan Abshire'aya "ebelik dönemin" de (prenatal tanı) ya da bay ve bayan Abshere'in döl hücrelerinden oluşan "embriyo" üzerinde,embriyo rahimde döllenmeden (preimplantasyon genetiği) gerçekleştirilecekti. 1993 yılında Gaty D. Hodgen ve Eastern Virginia Tıp Fakültesi Jones Enstitü'sü' Ureme Merkezi Uzman/art, Abshire çiftinden sperm ve ovumları topladılar ve laboratuvar koşullarında 7 yumurtada döllenme sağladılar. Pre-embriyo adı verilen bu döllenmiş yumurtalar 3 gün sonra, 8 hücreli döneme eriştiğinde, Hodgen 'in ekibi, her bir "pre-embriyo "dan tek bir hücre elde ederek bunun DNA 'sının, Tay -Sachs hastalığı açısından incelemeye aldı. Test 7 pre-embriyonun dördünde başarı ile uygulandı. Yumurtalardan birinde hastalık saptanmıştı, diğer üçü ise taşıyıcı bile değildi. Bu üç sağlık/t embriyo bayan Abshire'in rahmine nakledildi ve bunlardan biri "Brittany "i oluşturdu. Brittaııy Ocak 1994'de sağlıklı bir bebek olarak dünyaya geldi.
GENETİK HASTALIKLAR ya da daha geniş anlamda genetik özellikler, nesilden nesile aktarılabilen, kimi zaman ise soyağacı içinde ailenin tek bir üyesini ilgilendiren özelliklerdir. Bebeklerin yaklaşık %4'ü genetik bir nedenle oluşan bozukluklar ile doğar. İleriki yaşlarda ortaya çıkan sorunlarla bu oran %8-15'lere ulaşmaktadır. Bugün çocuk hastalıkları merkezlerine başvuran hastaların yaklaşık %30'u genetik bir hastalık nedeni ile incelemeye alınmaktadır.
Genetik hastalıkların bir kısmı ciddi zihinsel ve bedensel özürlere yol açtığından, kişiler, aileler ve tüm toplum için önemli sosyal ve ekonomik sorunlar getirmektedir. Gelişmiş ülkelerde, yeni doğan ölümleri içinde,doğuştan bedensel ve zihinsel özürler ilk sırayı alır. Ülkemizde akraba evliliğine çok rastlanması, kimi genetik hastalıkların görülme sıklığının gelişmiş ülkelere oranla daha yüksek olmasına neden olmaktadır. Tüm bunlar, genetik hastalıkların ve genetik testlerin daha iyi tanınmasını gerektirmiştir.
Genetik testler, hastalık tanısı için kullanılan testler içinde doğruluk değeri en yüksek olan ve en hızlı gelişen testlerdendir, Amerika Birleşi Devletleri Teknolojik Deneyim Ofisi'ni kayıtlarına göre, gelecek 10 yılda kullanılışı genetik test sayısı bugünkünün 10 katı kadar artış gösterecektir. Halen her yıl binlerce bebeğe, anne karnında iken "amniyosentez" ya da "koryonik doku biyopsisi adı verilen teknikler aracılığı ile pek çok genetik test uygulanmaktadır. Genetik testler tek bir teknolojiyle gerçekleştirilmez. Daha çok, hücrelerde varolan genle rin aktivitesi, varlığı ya da yokluğunu ortaya koyan bir dizi testi içerir. Genetik testleri ilgili yaklaşımların önemli bir basamağını "kromozomların incelenmesi, diğer deyişle sitogenetik" oluşturmaktadır.
Moleküler düzeyde kromozomlar de oksiribonükleik asit (DNA) adı verilen şeker, fosfat ve baz kompleksinden oluşur. 23 çift kromozom içerisinde 6 x 10~ baz çifti mevcuttur. Bugünkü verilerin teme1liııde DNA yapısında yaklaşık 100 000 gen olduğu düşünülmektedir. Hücrelerin büyüme, gelişme ve farklılaşması ve tüm metabolik aktiviteleri, genlerin kontrolündedir.
Kromozomlar canlı hücrelerden elde edilerek ışık mikroskobu altında incelenebilirler. Mikroskop altında kromozomlar, sentromerde birleşmiş 2 kromatid yapısı yansıtırlar. Her bjr kromatid, çift sarmallı DNA içermektedir. Scntromer, kromo~omlan kısa kol (p) ve uzun kol (q) olar,~k ikiye bölen bölgedir. Kromozomlar sentromer lokalizasyonlarına göre Mmetasentk"submetasentrık ve makrosentrik" olarak isimlendirilirler. Kromozomlanın, DNA'nın ve genlerin yapıları, sayılarının bütünlüğü son derece önemlidir. Bu bütünlüğün bozulması"mutasyonları" simgeler ve insanoğlunda ciddi hastalıklara yol açabilir. Doğuştan bedensel ve zihinsel özürler, ailevi kas ve kan hastalıkları, kanser, şeker hastalığı, aileyi hipertansiyon gibi pek çok hastalığın kökeninde genomdaki bir bozukluk yatmaktadır. Kromozomlarda yapısal ya da sayısal olarak ortaya çıkan değişiklikler "kromozomal mutasyonlar" ya da "kromozom anomalileri" olarak tanımlanmaktadır. Cinsiyet kromozomları dışında, hemen tüm kromozomal anomalilerin %95'inden fazlası "anöploidi" şeklinde, yani kromozom sayısının fazlalığı veya kaybı olarak ortaya çıkarlar. Daha az oranda ise yapısal kromozomal bozukluklar görülebilir. Gebelikleri tekrarlayan düşükle sonlanan ailelerde, düşen "fetus"da kromozomal anomali oranı %60-70'dir. Zihin-sel ve bedensel özürlü çocukların %20-25'inde, ölü doğan bebeklerin ise %6'sında etken, yine kromozomal anomalilerdir. Tekrarlayan düşükleri olan eşlerde bu oran %5-7, çocukları olmayan ailelerde ise %2'dir. Tüm yenidoğan bebeklerin %60'ı kromozomal bir anormallik ile doğmaktadır. Down sendromu olarak bilinen mongol bebeklerin doğumuna neden olan hastalık, sayısal bir kromozom bozukluğudur. 46 yerine, toplam 47 adet kromozomu olan bu bebeklerde, 21. kromozom 3 adettir; oysa normal bir bedende kromozomlar çiftler halinde (2 adet) bulunur, Down sendromlu bebekler zihinsel ve bedensel açıdan sorunludurlar. Hastalığın ortaya çıkma sıklığı, genel toplumda 1/700-800 olmakla birlikte, 35 yaşın üzerindeki gebeliklerde bu sıklık artar. 21. kromozom dışında, hemen tüm kromozomlarla ilgili sayı ve yapı bozuklukları oluşabilir.
Halen pek çok genetik hastalıkta, kromozom bozukluğu ya da gen değişikliği tanımlanmış durumdadır. Önceden belirlenmiş genetik bir riskin olduğu tüm gebeliklerde, prenatal tanı protokolü uyguIanmalıdır. Prenatal tanı, genetik bir hastalık riskinin olması durumunda anne karnındaki bebeğe, gebelik dönemi içinde uygulanan küçük cerrahi girişimleri, genetik testleri ve genetik danışmayı içeren bir programdır. Prenatal tanıalanındaki ilk gelişme, bebeğin anne karnındaki gelişiminin görüntülenmesini sağlayan "ultrasonografı" (US) yöntemi olmuştur. Fetal Ultrasonografı, gebelik sırasında fetusta pek çok bedensel kusurun görüntülenmesine olanak sağlayan bir yöntemdir. Halen pek çok ülkede, tüm gebeliklerde rutin olarak uygulanır. Prenatal ultrasonografik incelemeler, işitebileceğimizin ötesinde ses dalgalari aracılığı ile anne rahmindeki bebeğin görüntülenmesini amaçlar. Yaklaşım "sonar", "sken", "sonar-sken" ya da "ultrasound-sken" olarak da adlandırılır, Gebelik-teki US ile ilgili ilk uygulamalar 1948'ler-de yapılmış ve ilk fetus görüntüleri de aynı tarihlerde alınmıştır. Ultrasonogratinin klinikte yaygın kullanımı ise 1970'lerdedir. Fetal tiltrasonografı, pek çok fetal anomali tanısına yardımcı olduğu gibi, prenatal tanı girişimlerinin uygulanmasına ve hatta fetal tedavilere de olanak sağlar. Günümüze dek, gebelik sırasında, teşhis amacı ile ultrasonografı uygulamasının fetusa ya da anneye yönelik zararına ait anlamlı bir bulgu yoktur. Ulltrasonografik incelemeler sırasında. X-ışınları kullanılmaz; test sadece ses dalgaları ile ilgilidir. Halen pek çok ülkede güvenilir bir yöntem olarak uygulanmaktadır.
Genetik amaçlı prenatal tanı yaklaşımlarının bir diğeri, gelişmiş ülkelerde yaklaşık 25 yı1 önce uygulamaya giren "amniyosentez işlemidir. Girişim, kromozomlar, genler veya enzimlerin incelenebilmesi ve genetik teşhise gidilmesi için, fetustan hücre elde edilmesi amacını güder. Bu amaçta, gebelikte yaklaşık 15-16. haftalarda, rahim içindeki bebeği çevreleyen amniyotik kese içindeki sıvıdan yaklaşık 15-20 ml'lik örnek alınır. İşlem annelerin ultrasonografi ile bizzat izleyebildiği, anestezi gerektirmeyen bir dururndur. Sıvı, özel bir iğne aracılığı ile anne karnından (göbek çevresinden) amniyotik sıvı boşluğuna girilerek elde edilir. Amniyotik sıvı içinde, fetusun bedeninden dökülen hücreler bulunmaktadır. Btı hücreler, pek çok genetik hastalığın tanısına olanak sağlar. Testin tipine göre yaklaşık 10 gün - 3 hafta süren çalışmalar, ailelere "genetik hastalık riski" artmış bulunan bebekler hakkında çok değerli bilgiler verir. Örneğin gebelikte, annenin taşıdığı bebekte Down ıendromu olup olmadığının kesin teşhisi, amniyosentez sonucu elde edilecek bebek hüicrelerinin kromozomal analizi aracılığı ıle konulabilir, Behekteki kromozom ya da gen analizi dışında, anneye Down sendromu riski yönünden uygulanan diğer testler, örneğin "Uçlü Tarama Testi" adı verilen hormon testleri ya da ultrasonografi, tarama testleridir; söz konusu gebeliğe prenatal tanı uygulanması gereğini belirten sinyaller verir. Ancak Down sendromunun varlığı ya da yokluğu konusunda kesin yorum getirmez. Kesin tanı ancak kromozom ve gen analizleri aracılığı ile gerçekleşebilir.
Amniyosentez girişiminin ciddi bir acı vermediği pek çok anne tarafından sıklıkla (% 86) ifade edilmektedir. Hekimini izleyebilen ve olaya konsantre olabilen bir anne için bu girişim büyüleyici bile olabilmektedir. Hekim uygun gördüğü takdirde eşler de girişimi izleyebilir. Son yıllarda amnivosentez işleminin gebeliğin daha erken dönemlerinde, 12-14. haftalar arasında uygulanmasını hedefleyen ve "erken amniyosentez" adını alan çalışmalar geliştirilmiştir.
Hiçbir cerrahi girişim risksiz değildir, Amniyosentez sonucunda da %0.5 oranında fetusun kaybedilmesi riski söz konusudur; ancak bu işlemin yapılmadığı 16. hafta gebelikleri de %0.5-0.7 oranında kendiIiğinden düşük ile sonlanabilir; bu nedenle işleme bağlı artmış bir düşük riski olduğu söylenemez. Komplikasvon olarak görülebilen amniyotik sıvı sızması, genelde ciddi bir problem yaratmarnaktadır, enfeksiyon ise son derece enderdir.
"Koryonik doku biyopsisi" (CVS) adı verilen girişim, gebeliğin 10-11. haftalarında uygulanan bir diğer prenatal tanı yöntemidir. Bu yaklaşımla elde edilen hücreler plasenta kaynaklıdır. İşlem, anestezi gerektirmez, karın üzerinden ya da doğum kanalı aracılığı ile uygulanabilir. Koryonik doku biyopsisi, gebeliğin çok erken döneminde uygulanabilme avantajına sahiptir; böylece aileler erken gebelik dönemlerinde teşhis hakkında bilgi edinebilirler. İşlemden kaynaklanan düşük riski amniyosenteze göre daha yüksektir (%2-5).
Tüm bunların dışında fetustan kan elde edilebilmesini sağlayan ve gebelikte göbek kordonundan kan alınması anlamına gelen "kordosentez" ve rahim içindeki bebeğin doğrudan görülebilmesini sağlayan "fetoskopi", daha sınırlı kullanım alanları olan diğer prenatal tanı yaklaşımlarındandır. Prenatal tanı uygulamalarında halen varılan en uç nokta, gebe annenin kanundan, fetusa ait hücrelerin toplanması ve genetik testlerin bu hücreler üzerinde gerçekleştirilmesidir. Henüz deneme aşamasında olan bu çalışmalarda hareket noktası, gebe olan bir annenin kanında az sayıda da olsa bebeğe ait hücrelerin olabileceği gerçeğidir. Halen uygulanan yöntemlerle kıyaslandığında yan etkileri yok denecek kadar az olan bu girişimle ilgili sorunlar, elde edilen hücrelerin hepsinin fetusa ait olmadığı, anneye ait hücrelerin teste karışıp yanlış sonuçlara yol açabileceği, fetusa ait hücre sayısının çok kısıtlı olacağı paralelindedir. Çabalar bu sorunların asılması ve testin yaygınlaşması yönündedir.
Genetik prenatal tanının uygulandığı aileler, bebeklerinin sağlıklı olduğunu öğrendiklerinde o döneme dek zihinlerini kurcalayan sorulara yanıt bulduklarından bir anlamda kabusları sona erer ve huzurlu bir gebelik dönemi geçirirler. Kimi gebeliklerde ise fetusun genetik yönden hasta olduğu anlaşılır. Ağır bedensel ve zihinsel özürlere yol açan genetik bir hastalık söz konusu ise, aile istediği takdirde, gebelik sonlandırılır. Genetik hastalıkların pek çoğunun doğum sonrası tedavisi, bugünkü koşullarda ne yazık ki olanaklı değildir. Prenatal tanının önemli yararlarından biri, önceki çocuklarında genetik hastalık olan ailelere sağlıklı çocuk sahibi olma olanağı vermesidir. Kimi aileler önceki çocuklarında ya da aile yakınlarında yaşadıkları sorunları yeniden yaşayacakları kuşkusu ile tekrar gebe kalmayı reddetmektedirler. O\sa gen veya kromozom bozukluğunun olduğu tahmin edilen durumlarda, gebelik sırasında fetusun bu hastalığı taşıyıp taşımadığının öğrenilmesi olanaklıdır. Bu konuda önemli olan nokta, ailede genetik hastalığı olan kişinin genetik incelemelerinin zaman yitirilmeden yapılmasıdır. Genetik hastalıklar ölümle sonlandıklarında, kişinin genetik inceleme şansı da bulunmadığından ailenin diğer üyelerine "söz konusu genetik hastalık" açısından yardımcı olabilmek ve gebelikte genetik tanı şansını sağlamak, bugünün koşullarında çok güçtür. Bu güçlüğü aşmak için Human Genome Project (HUGO) adı verilen kapsamlı bir proje başlatılmıştır. HUGO, 1987 yılında başlatılan ve insan genomunda bulunan yaklaşık 100 bin genin DNA yapısını ve kromozomlar üzerindeki yerini belirlemeyi hedefleyen bir projedir. Projenin tamamlanması halinde, halen tüm teknolojik gelişime karşın çok kısıtlı veriler getiren genetik testler birçok farklı boyut kazanacak, bunun yanında gen tedavisi aktif olarak yaşamımıza katılacaktır.
Prenatal tanı girişimleri ve daha sonraki genetik çalışmalar, bu konuda uzmanlaşmış kişiler tarafından yürütülmelidir; aksi takdirde üzücü sonuçlar doğabilir. Aileler öncelikle genetik merkezlerinde "genetik danışma" alarak bilgilendirilmelidir. Genetik danışma süreci içinde ailelerin soy ağacı çıkarılır ve bilinen tüm üyeler ile ilgili sağlık durumları belirlenir; eldeki tüm tıbbi veriler incelenir; tanıyı koymak ya da doğrulamak için gerekli genetik testler gerçekleştirilir. Sonuçta aile veya kişide söz konusu genetik hastalığın olup olmadığı, varsa hastalığın ne olduğu, uzun sürede nasıl seyredeceği, yaratabileceği problemler, sonuçları ve alınabilecek önlemler, varsa tedavisi hakkında bilgi verilebilir. Ailedeki diğer kişilerin veya doğacak çocukların söz konusu genetik hastalıklar açısından taşıyabilecekleri risk belirlenir. Hastalığın gebelik sırasında teşhis (prenatal tanı) olanağının olup olmadığı saptanır; prenatal tanı yaklaşımları anlatılır; testleri kabul eden ailelerde, uygun koşullarda bu yaklaşımlar gerçekleştirilerek, gebelik sırasında söz konusu genetik hastalığın tanınması sağlanır ya da alternatif yaklaşımlar gerçekleştirilir.
Genetik Danışma Kimler İçin Gereklidir?
Genetik hastalıklar açısından "Yüksek-Risk Grubu"nu oluşturan ve Prenatal Tanı Programlarına alınması gereken kişi ya da aileleri şu şekilde gruplandırabiliriz:
•Gebeliği sırasında 35 yaş veya daha üzerinde olan anneIer,
•Daha önceki bir çocuklarında, kromozom bozukluğu (Down sendromu) saptanan
•Eşi veya kendisi kromozomal değişiklikler açısından taşıyıcı olan aileler,
•Gebeliği sırasında ultmonovafide, fetusta bedensel bozukluk, anmiyotik sıvı azlığı veya fazlalığı ve intrauterin gelişme geriliği görülen gebe'Gebelik sırasında anne anmdu, genetik hastalıklarla ilgili tarama testleri yüksek risk gösteren aileler (üçlü tarana testleri, alfa feto-protein düzey testleri),
•Ailede bilinen ve biyokimyasal veya DNA analiz yöntemleri ile tanı konabilecek bir hastalığın varlığının söz konusu olduğu aileler,
•Seçici olarak erkek çocuklarında görülen kimi genetik hastalıklar (Duchenne Müsküler Distrofisi, Hemofili A ve B) açısından riskli aileler,
•Önceki gebeliklerinde nedeni açıklanamayan düşükler ve ölü doğumları olan aileler,
•Önceki çocuklarında omurilik veya sinir sistemi kapanma defekti olan aileler,
•Önceki çocuklarında genetik kökenli zihinsel ya da bedensel özür olan aileler,
•Akraba evliliği yapan ve soy ağaçlarında genetik bir hastalık saptanan eşler,
•"Arıksiyete" grubu; klasik anlamda genetik hastalıklar açısından yüksek riski olmadığı halde taşıdığı bebek konusunda ciddi endişe duyan gebeler.
Bunların dışında genetik danışma ve inceleme gerektiren diğer kişi veya aileler
•Nedeni bilinmeyen zihin-sel ve/veya bedensel özürü olan çocuklar,
•Doğdukları zaman cinsiyeti belirsiz olan bebekler,
•Adet görmeyen ve cinsiyet karakterleri gelişmemiş genç kızlar,
•Sterilite sorunu olan ve cinsiyet karakterleri gelişmemiş erkekler,
•Sterilite sorunu olan (çocuk sahibi olamayan) eşler,
• Genetik kökenli boy kısalıkları ve gelişme gerilikleri olan kişi ve aileler,
•Kromozom analizleri ve moleküler genetik yöntemlerle tanısına ve tedavisine katkıda bulunabilecek kimi kan hastalıkları (kanser) olan aileler.

 

 

 
RADİSTANBUL ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY PENDİK GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
0-2165218836
0-216-6423432
Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.
Kurumumuzda yapılan tetkikler;
Tüm batın, üriner sistem, pelvik, troid ultrasonlarına ek olarak gebelerde 2. Düzey ultrason, gebelik ultrasonu, 3d 4d boyutlu ayrıntılı ultrason çekimleri, mamografi, kemik dansitometri, osteoporoz testi,tüm renkli doppler ve tüm ultrsonografik incelemeler

 

 
İKİNCİ DÜZEY FETAL ULTRASONOGRAFİDE


  1. ANENSEFALİ
  2. ENSEFALOSEL
  3. SPİNA BİFİDA
  4. MENENGOSEL
  5. MİYELOMENENGOSEL
  6. DANDY WALKER MALFORMASYONU
  7. CHOROİD PLEKSUS KİSTİ
  8. ARAKNOİD KİST
  9. HİDROSEFALİ
  10. GASTROSCHİSİZ
  11. OMFALOSEL
  12. FETUS PAPİRACEUS
  13. ÇOĞUL GEBELİK
  14. FETAL ASİT
  15. POLİHİDROAMNİOS
  16. OLİGOHİDROAMNİOS
  17. RENAL ANOMALİLER
  18. SSS ANOMALİLERİ
  19. EKSTREMİTE ANOMALİLERİ
  20. KRANYAL ANOMALİLER
  21. MEGAURETER
  22. UPJ OBSTRUKSİYONU
  23. BARSAK ATREZİLERİ
  24. DUDENAL ATREZİLER
  25. KALP ANOMALİLERİ BOŞLUKLAR
  26. VB ANOMALİLER ARAŞTIRILMAKTADIR.

 
Ekstremitelerde arterial ve venöz doppler, karotis vertebral doppler, renal arter doppleri, gebelik doppleri de dahil olmak üzere tüm doppler uygulamaları,
KISA BİLGİLER

 
RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
Vücuttaki damarlar içerisinde akan kanı görüntüler. Ağrısız bir tanı yöntemidir. Prob adı verilen bir alet incelenecek damarın üzerindeki ciltte gezdirilir. Prob ses dalgalarını vücuda gönderir ve yansıyan ekoları tekrar alır. Bilgisayar aracılığı ile organlardan yansıyan ses dalgaları görüntü haline dönüştürülür. Damarlar içerisinde akan kan hücrelerinden yansıyanlar 'Doppler etkisi' oluşturur. Bu olay sabit duran bir kişiye yaklaşan ve yanından geçerek ondan uzaklaşan ambulansın sireninin kulağımızda bıraktığı etkiye benzer. Aynı şekilde proba yaklaşan ve uzaklaşan kan hücrelerinden yansıyan ses dalgaları damarların farklı renklere boyanmasına neden olur. Böylece vücutta normalde ters yönde akım içeren atar ve toplar damarlar birbirinden ayırtedilebilir.

 
Ne İşe Yarar?
Renkli Doppler ultrasonografi ile vücudumuzun hemen her bölgesinde arter ve venlerdeki hastalıklar tanınabilirler.

 
Ultrason Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kan damarlarınızın incelenmesi için renkli Doppler ultrasonografi tetkiki yaptıracaksanız ultrason ile ilgili bilginiz olmasına veya geçmişte bu tetkiki yaptırmış olmanıza rağmen hala sorularınız olabilir. Bu sorular Amerikan Ultrasonografi Enstitüsü (AIUM) nün yayımlanmış verileri göz önüne alınarak cevaplandırılmaya çalışılmıştır.
Ultrason Nedir?
Ultrason insan kulağının duyamayacağı yükseklikte frekansa sahip ses dalgasıdır. Cildin üzerinde gezdirilen bir prob yardımıyla vücuda gönderilen ses iç organlardan geri yansır. Yansıyan dalgalar (ekolar) prob tarafından tekrar alınır ve elektronik bir cihaz yardımıyla iç organların ekranda izlenebilen görüntüleri haline dönüştürülür. Bu tip ultrason 2D veya iki-boyutlu ultrason olarak adlandırılır. Devamlı olarak değişen bu görüntüler videokasete veya film kağıdına kaydedilebilir.
Renkli Doppler Ultrason Nedir?
Kan akımını değerlendirmek için kullanılan özel bir ultrason tipidir.
Geri dönen ekoların oluşturduğu görüntüler küçük monitörden izlenir. Ayrıca hareket eden kanın yansıttığı, geri dönen ses dalgaları cihazdaki hoparlörlerden duyulabilir. Bu sesler ağaçlara çarpan rüzgarın sesine benzer. Doktorun ekranda görüntüleri daha rahat görebilmesi için incelemenin yapıldığı oda işlem sırasında karanlıktır.
Klinikte kullanılan birkaç çeşit Doppler ultrason tipi vardır:
1. Devamlı Dalga renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarındaki akım hakkında bilgi sağlamak için ses dalgalarının amplitüdündeki değişiklikleri kullanır. Tetkiki yapan hekim daralmış bir bölgeden geçen kan akımını değerlendirmek için probun oluşturduğu sesleri dinler. Ses farklılıklarına gore tanıyı koyar.
2. Dupleks Doppler Ultrason: Dupleks Doppler ultrason kan damarlarının ve damarları çevreleyen organların görüntüsünü almak için standart ultrason yöntemlerini kullanır. Ayrıca bir bilgisayar Doppler seslerini, incelenen damardaki kan akımının hızı ve yönü hakkında bilgi veren grafiklere çevirir. Bu tip Doppler ultrasonla vücut içindeki yapıları görmek ve bu yapıların içindeki kan akımını değerlendirmek aynı anda mümkün olur. Bunu gerçekleştirmek için ultrason makinası aynı anda iki ultrason yöntemini birlikte kullanır. Sadece damardaki kan akımının değerlendirilmesi isteniyorsa dupleks Doppler ultrason kullanılır.
3. Renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarının içerisinde akan kanı temsilen bir bilgisayar Doppler seslerini kan damarlarının görüntüleri üzerine düşürür. Damardaki kan akımının hız ve yönünü temsil eden renkler biçimine çevirir.

4. Power Doppler Ultrason: Power Doppler ultrason akan kana renkli Doppler ultrasondan 5 kat daha duyarlı olan tekniktir. Power Doppler ultrason standart renkli Doppler ultrason yöntemiyle çok zor veya imkansız olan görüntüleri elde edebilir. Ayrıca, power Doppler ultrason karaciğer, böbrekler, testisler gibi parankimatöz organlarda kan damarlarındaki akımı değerlendirmek için kullanılır.
Doppler Ultrasonografi Neden Yapılır?
Doppler ultrason incelemesi kan damarları ve kanın damarlardan geçişi hakkında çok önemli bilgiler verir. Özellikle atar damar ve toplar damarlardaki problemleri değerlendirmek için çok uygun bir yöntemdir. Vücudumuzun her yerinde kan damarları olduğundan Doppler ultrason vücudumuzun hemen hemen her yerinde kullanılabilir. En sık kullanılan bölgeler boyun, kalp, karın ve bacaklardır.
Boyunda, renkli doppler ultrason en sık şah damarlarını ve vertebral arterleri (karotis vertebral ) incelemek için kullanılır. Bu damarlar beyine kan taşırlar ve tıkanabilirler. Tıkanma ''inme''ye neden olabilir. Doppler ultrason ile kan akımı ve yönünün doğru olup olmadığı hakkında bilgi edinilir.
Karın bölgesinde, Doppler ultrason başlıca tansiyon yüksekliğini araştırmak amacıyla böbreklerin, siroz gibi hastalıkları değerlendirmek için karaciğerin, dalak karın ağrısı nedenini araştırmak için barsaklara kan taşıyan damarların, tümör içi ya da komşuluğundaki damarların değerlendirilmesinde kullanılır.
Bacaklardaki kan akımının değerlendirilmesinde, atar damarlardaki tıkanıklıkların, toplar damarlardaki pıhtıların yada bacak şişmesinin nedeninin gösterilmesinde temel yöntemdir.
Tetkik Öncesi Hazırlık Gerekir mi? Tetkik Sırasında Ağrı Olur mu?
Çoğu Doppler ultrason incelemesi için hazırlık gerekmez. Karın bölgesini içeren incelemeler için tetkik öncesi 6 saat açlık istenir. İnceleme sırasında kullanılan ve cilde sürülen jel kolayca silinebilmesine rağmen kolay yıkanabilen bir giysi giyilmesi önerilir. İnceleme ağrılı değildir. 
Doppler ultrason incelemesi ortalama 15 – 60 dakika sürer. İşlemin süresi incelenecek vücut bölgesine ve anatomisinin zorluğuna göre değişir. Arteriyoskleroz (damar sertleşmesi) hastalığında damarları değerlendirmek güç olabilir ve tetkik daha fazla zaman alabilir.
Doppler ultrason konusunda uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılır ve değerlendirilir.
Kontrol tetkikleri hastalığın tedaviye cevap verdiğini veya ilerlediğini değerlendirmek için gerekli olabilir.
Bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Yıllardır yaygın olarak kullanılan tanısal ultrasona ait bildirilmiş yan etki bulunmamaktadır. Gelecekte ultrasonun olası biyolojik etkilerinin tanımlanması ihtimalinin olmasına rağmen, bugünkü bilgilerimiz ultrasonun hastalara faydalarının, eğer varsa bile, risklerinden daha ağır bastığı yönündedir.

 


VARİS NEDİR?
Derimizin altındaki yüzeyel toplardamarların yetmezliğidir. Bir başka deyişle, bacaktaki yüzeyel toplardamarların genişleyerek kıvrıntılı büküntülü bir görünüm alması ve derinin altında görünür olmasıdır. Bunun temel nedenide toplardamarların içinde bulunan
kapakçıkların bozulmasıdır.
Varisler deriden gözüken kırmızı, mavi - mor ince ya da parmak kalınlığına varabilen damar genişlemeleri şeklinde görülebilir. Genetik yatkınlığı olanlarda, kadınlarda, ayakta uzun süreli kalmayı gerektiren meslek gruplarında (hekimler, öğretmenler vs) daha sık görülmektedır. Varisi olan kadınların hamilelik dönemlerinde varis şiddeti artabilmektedir.

Günümüzde kapakçıkların bozuk olup olmadığı renkli Doppler ultrasonografi ile kolaylıkla tanınabilmektedir.


 
  • PENİL RENKLİ DOPPLER
    Sertleşme problemi (ereksiyon kusuru-impotans) varlığında penisin kan akımının bozuk olup olmadığına bakılır.  

     
    Ereksiyon Kusuru (İmpotans) Nedir?
    Erkek cinsel organı penis, normal koşullarda yumuşak bir dokudur. Cinsel uyarı karşısında bu bölgeye kan getiren atar damarlarda akım artar. Kanın geriye dönüşünü sağlayacak toplar damarlarda ise kasılma olur. Peniste süngersi cisimler içerisinde hızla biriken kan geri çıkamaz. Bu birikme, penisin şişmesine ve sertleşmesine neden olmaktadır. Erkek cinsel organının cinsel birleşme için gereken sertliğe ulaşamaması impotans, iktidarsızlık olarak isimlendirilir.
    Başlıca Nedenleri Nelerdir?
    İmpotans bir hastalık değildir.Bir takım sorunların kendisini ikincil olarak gösterme şeklidir. Günümüzde bu sorun üzerinde ciddi çalışmalar yapılmış ve nedenleri 4 ana grupta belirlenmiştir:
    1.Psikolojik nedenler
    2. Fiziksel nedenler
    3. Hem ruhsal hem fiziksel nedenler
    4. Nedeni bilinmeyenler

    Yaklaşık %85 olguda neden fiziksel (organik) dir. Olguların %10' dan biraz daha fazlası ise psikolojik nedenlidir. Yani bütün sorun kişinin düşüncelerinde saklıdır. %5 kadar olguda neden bilinememektedir. Bir erkekte bir kez impotans görüldüğünde, bunu hep yaşamak korkusu psikolojik nedenli impotansa dönüştürebilir. Eğer bir fiziksel neden bulunamıyorsa psikolojik impotans olduğu düşünülür. Kötü evlilikler, düşük cinsel performans, iş stresi, depresyon impotans nedeni olabilir.
    Her erkek hayatında bir ya da birkaç geçici impotans dönemi yaşar.
    Fiziksel impotans nedenleri arasında Diabetes Mellitus (şeker hastalığı), damar hastalıkları, pelvis bölgesinin ciddi operasyonları, bel kemiği travmaları gelir. Ayrıca;
    Endokrin (hormonal) Nedenler: Ereksiyon için, başta testesteronun etkisine ihtiyaç vardır. Eksikliğinde mutlaka impotans görülmez. Tiroid hormonlarının eksikliği de tam olmayan ereksiyona neden olabilir. Prolaktin hormonunun fazlalığı testesteron yapımını azaltacağından ciddi impotansa neden olabilir.
    Bazı ilaçlar: Östrojenler, anti-androjenler, LHRH analogları, beta blokerler, kalsiyum antagonistleri, MAO inhibitorleri, trisiklik anti-depresanlar da impotans nedeni olabilmektedir. 
    Madde Bağımlılığı İmpotans Yapar mı?
    Alkol, sigara gibi madde bağımlılıkları da impotans konusunda ciddi sorunlar yaratmaktadır.
    İmpotansta Renkli Doppler İnceleme Nasıl Yapılır?

     
    Renkli Doppler ultrasonografi ile penise arterler ile yeterli kan gelip gelmediği, yeterli kan geliyorsa, gelen kanın penis içerisinde yeterince kalıp kalmadığı (toplar damar kapaklarının sağlam olup olmadığı) tespit edilir.
    Penis içi kapiller damarların genişlemesini sağlamak amacıyla inceleme sırasında penis içerisine damar genişletici bir ilaç -hasta yaşı göz önüne alınarak- belirli dozda verilir.
    Penis cildi üzerine jel sürülerek ultrasonografi probu ile penis içi damarlar değerlendirilir.
    İnceleme ağrılı değildir. Bazen penis içerisine verilen ilaç hafif yanma hissi verebilir.
    İlk defa 1980' li yıllarda kullanılan renkli Doppler ultrasonografi, ereksiyon kusurunda patolojinin damar kaynaklı olup olmadığını belirler. Tetkikin yapıldığı odanın sessiz ve loş olması gerekir. Hastanın da gergin olmaması tetkikin doğruluk oranını artırır.
    Peniste oluşan sertleşmenin kaybolma süresi bazen (özellikle psikolojik impotansta) uzayabilir. Bu nedenle test sonrası cinsel uyarı, mastürbasyon ve cinsel ilişkiden kaçınmalıdır.
    Tetkikin Zararlı Etkisi Olur mu?
    Renkli Doppler ultrasonografi ne inceleme sırasında ne de inceleme sonrasında hiç bir zarar vermez. Cinsel hayatı olumsuz yönde etkilemez.

     

     

 

 

 
  • Ağız ve diş sağlığında en ileri görüntüleme teknikleri kullanılarak dijital panoramik diş röntgeni, temporomandibular ve sinüs grafileri ve sefalometrik röntgen çekimleri,
    Mammografi çekimleri,

     

     

     
    TİROİD ULTRASONOGRAFİSİ
    Tiroid bezi boyunda yer alan ve metabolizmayı düzenleyen bir organdır. Diğer yüzeyel vücut organları gibi ultrasonografi ile kolaylıkla değerlendirilebilir. Tetkik ağrısızdır ve hazırlık gerektirmez. Tiroid ultrasonu guatr (tiroidin büyümesi), nodül (kistik, tümöral olabilir) araştırılması için kullanılabilir.
    Jel sürülerek ses dalgası gönderen prob boyun üzerinde gezdirilir ve tiroid bezinden yansıyan ses dalgaları bilgisayar yardımıyla monitörde görüntü oluşturur. İncelemenin radyasyon riski yoktur. Tümör şüphesi varsa ultrason rehberliğinde ince iğne ile hücre örnekleri alınıp sitolojik inceleme yapılabilir.
      
      

     

     

     
    KALÇA USG
    KALÇA ULTRASONU
    Yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde kalça ekleminin değerlendirilmesinde kullanılan basit ve ağrısız bir yöntemdir.
    Ne Zaman Yapılması Uygun Olur?
    Doğumdan sonraki ilk günlerde yapılabilir. Anglo-Amerikan literatüründe işlem için en uygun zaman doğum sonrası 3. hafta ile 6. hafta arasıdır. Ancak 5-6 aya kadar (bebek kilolu değilse 10-12 aya kadar) yapılabilmesi mümkündür.

     
    Nasıl Yapılır?
    Bebek, bezi açık şekilde muayene masasına yan yatırılır. Ilık jel sürülmüş prob yardımıyla kalça eklemleri bacaklar düz ve kıvrılmış pozisyonda iken incelenir. Bebeğin ağlaması ve hareketleri işlemi güçleştireceğinden, sakin olması için inceleme öncesi doyurulması tavsiye edilir.
    Ne Kadar Sürer?
    Genellikle 5-15 dakika içerisinde biter.
    Kalça ekleminin anormal gelişiminin ya da yerleşiminin gösterilmesinde son derece duyarlıdır. İncelemenin sonucu çıkık saptanırsa tedaviye erken başlanmış olacağından ameliyata gerek kalmaz. Bacağı kurbağa pozisyonunda tutan bandajların birkaç ay kullanılması ile kalça tamamen normale döner. Tedavinin etkinliği de ultrasonografi ile takip edilir.
    Erken çocukluk döneminde açıklanamayan topallama olduğunda, kalça ekleminin geçici sinoviti denen, eklem hareketlerini sınırlayabilen iltihabi durum ultrasonografi ile görülebilir.
    PEDİATRİK USG

     

     
    MAMOGRAFİ

     
    Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.
    Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?

     
    Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır. Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.
    Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.
    Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?
    Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.
    Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?
    Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.

    Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.
    Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.

    Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.

    Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.
    MEME ULTRASONOGRAFİSİ
    Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.

    Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdır

    Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.
    Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.

    Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.
    Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.

    Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.

    Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.

     
    MAMOGRAFİ
    Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.
    Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.
    Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?
    Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır.Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.
    Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.
    Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?
    Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.
    Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?
    Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.
    Mamografi Filmi Okunurken Nelere Dikkat Edilir?
    Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.
    Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.
    Çok Küçük Tümörler Mamografide Görülür mü?
    Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.
    Meme Biyopsisi Nedir? Ne Zaman Yapılır?
    Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.
    MEME ULTRASONOGRAFİSİ
    Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.
    Hangi Amaçlarla Ultrasonografi Yapılır?

    Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdır
    Ultrasonografinin Mamografiye Tercih Edildiği Durumlar Var mıdır?
    Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.
    Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.

    Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.
    Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.
    Nasıl Yapılır?

    Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.
    Ne Kadar Sürer?
    Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.

  • Kemik Yoğunluğu Ölçümü.
  • Hizmet verilen ilçeler, İSTANBUL ANADOLU YAKASI
  • ÜMRANİYE, ÜSKÜDAR, BEYKOZ, AĞVA, ŞİLE, ÇEKMEKÖY, ALEMDAĞ, REŞADİYE, TAŞDELEN, SULTANBEYLİ, PENDİK, KARTAL, MALTEPE, TUZLA, GEBZE
  • UYGUN TETKİK VE GÖRÜNTÜLEME FİYATLARI İLE İSTANBULDA BULUNAN TÜM KAMU VE ÖZEL HASTANE HASTALARINA HİZMET VERİLMEKTEDİR.

     

     

     
    RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ BİLGİLER

     
    Son dört yıldır ÜMRANİYE SONDURAKTA hizmet vermekteyiz.
    Amacımız güncel teknolojiyi deneyimli bir ekip ve uygun fiyatlarla hastalarımıza ulaştırmaktır.
    Vizyonumuz gelecekte bir MARKA olmak, teknolojiyi yakın takip etmek, kendimizi sürekli geliştirmektir.
    Hizmet verdiğimiz modaliteler hakkında bilgiler:

     
    KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ
    Kemik erimesi, mevcut kemik kütlesinin, mineral içeriğinin azalması ve zayıflaması sonucu süngerimsi hal alması ve kolayca kırılabilir bir duruma gelmesidir. Sonucunda da başta sırt bölgesi olmak üzere vücutta dinmeyen ağrılar, boy kısalığı ve kırıkların oluşumlarını görmekteyiz.
    KEMİK DANSİTOMETRE

     
    Kemiklerin yapısında yer alan maddelerin yoğunluğunu ölçen bir yöntemdir. Bu yöntemle kemik madde kaybı (osteoporoz) saptanır.

     
    Osteoporoz Nedenleri Nelerdir?
    1. Primer (yaş, cinsiyet, sigara, aşırı alkol tüketimi gibi yaşam tarzına bağlı nedenler)
    2. Sekonder (hastalıklar ve ilaçlar) sonucu oluşan madde kaybı
    Güvenli midir?
    Günlük hayatta bilgisayar kullanırken alınan radyasyon kadar X ışını kullanılır. Hiçbir yan etkisi yoktur.
    İnceleme Nasıl Yapılır?
    Yaklaşık 15 dakika civarında yatarak yapılan bir işlemdir. Ağrı ve acı kesinlikle yoktur. Sadece kımıldamadan yatmak gerekmektedir.

     
    Kimlere Yapılır?
    Kemik kaybı riskinin yüksek olduğu, menopoz sonrası kadınlar için ilk çekim normal ise 3 yılda bir kontrol amaçlı çekimler önerilmektedir. Kemik kaybı söz konusu ise kontrol periyodunu tedaviyi yapan hekim belirleyecektir.
    Hazırlık Gerekir mi?
    Hiçbir ön hazırlık gerekmemektedir, günün her saatinde çekilebilir.
    Kemik mineral dansitometrisi kemik yoğunluğunun ölçülmesidir. Yani kemiğin kırılganlık riskini belirleyen bir ölçüm yöntemidir.40 yaş ve üzeri kadınlar mutlaka kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmalıdırlar. Çünkü günümüzde kadınlar doğum sayısı, sigara kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları, yeterli egzersiz yapamama gibi nedenler ile yüksek risk altındadırlar.Kemik erimesi kadınlara özgü bir hastalık değildir, erkeklerde de görülmektedir. Özellikle bazı metabolik hastalıklar,kortizon gibi ilaçların kullanımı kemik erimesine neden olurlar.
    ULTRASON US USG ULTRASONOGRAFİ
    Yüksek frekanslı ses ( ultrasound ) dalgalarının farklı yoğunluktaki doku yüzeylerinden yansıması ile iç organların görüntülenmesidir.
    Yumuşak doku patolojilerinin incelenmesinde ve organların sınırlarının belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Sıvılarda yansıma olmadığından kistik yapılar solid yapılardan kolayca ayrılabilirler.
    İç organ patolojilerinin tespitinde hastayı rahatsız etmeden kolay uygulanabilen noninvaziv bir yöntem olması nedeniyle tercih edilmektedir.
    Ultrason öncesinde ön hazırlık gerebilir. Bu nedenle randevu alınması ve randevu sırasında verilecek bilgilere dikkat edilmesi önemlidir.
    GEBELİKTE ULTRASON
    Bebeğin sayısı, geliş şekli, duruş şekli, anatomik yapısı, plasenta yerleşimi, amnion sıvı miktarı, gebelik yaşı, annedeki pelvik kitlelerin değerlendirilmesi için kullanılan en iyi yöntemdir. Ultrasonografinin bebek üzerinde şimdiye kadar kanıtlanmış bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bilakis günümüzde gebelik takibinde güvenilir yöntemlerden biridir.
    • Erken gebelikte gebeliğin normal olup olmadığını ( dış gebelik, çoğul gebelik, mol, bozulmuş gebelik,...), gebelik yaşını saptamak için,
    • 11-14. haftalar arasında ense pilisi kalınlığı –nuchal translucency- ölçümü için,
    • 19-23. haftalar arasında ( ayrıntılı ultrason detaylı fetal analiz ) anomali taraması için,
    • 32. haftadan sonra bebek gelişiminin değerlendirilmesi için ultrason yapılmaktadır.

     
    MEME ULTRASONOGRAFİSİ
    Tanı ve tarama metodu olarak kullanılan meme ultrasonografisinde iyonize ışınlar kullanılmadığı ve insan sağlığına zararı tesbit edilmediği için günümüzde noninvaziv, ekonomik bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Adölesan dönemde, genç kadınlarda ve hamilelik döneminde primer görüntüleme yöntemidir. Bir çok meme kanserleri ultrasonografi ile tanınabilmektedir. Ancak ele gelmeyen kitlelerde yetersiz kaldığı için meme ultrasonografisi tek başına değil, mammografi ile beraber yapılmalıdır. Mammografiyi tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılmalıdır.
    PROSTAT ULTRASONOGRAFİSİ
    Ultrasonografinin prostat kontrolünde avantajları hastaya zarar vermemesi, kolay uygulanması, maliyetinin düşük olması ve iyonize radyasyon içermemesidir. Transabdominal ultrason işleminde prostatın boyutu, ağırlığı ve anatomik şekli belirlenir. Transrektal ultrason işleminde bunların yanı sıra prostatın doku detayları da değerlendirilmektedir. Bu işlem esnasında Renkli Doppler ve Power Doppler metodları ile kanserden şüphelenilen alanların kanlanması değerlendirilebilmektedir.
    4 BOYUTLU ULTRASON
    4 boyutlu ultrasonografi klasik 2 boyutlu ultrasonografi kullanımını gereksiz kılacak ölçüde bir yöntem değildir. Her ikisinin de avantajlı olduğu üstünlükleri vardır. Örneğin, yarık damak ve dudak anomalilerinin saptanmasında, kol ve bacaklardaki bazı detay anomalilerin görülmesinde, nöral tüp defektlerinde 4 boyutlu ultrasonografi daha detaylı bilgi verebilmektedir. Buna karşın 2 boyutlu ultrasonografi bebeğin iç organlarını değerlendirmede hala 4 boyutlu ultrasonografiden üstündür.
    4 boyutlu ultrasonografi ile anne ve baba adayları doğmamış bebeklerinin gerçek görünümü ile normalde doğumdan sonra kurulması beklenen duygusal bağlarını daha önceden oluşturmaktadırlar.
    Görüntüler video formatında CD'ye kaydedip korunabilmektedir.
    JİNEKOLOJİK ULTRASONOGRAFİ
    Ultrason, insanların duyabileceğinden daha yüksek frekansa sahip bir sestir. Cildin üzerine veya vajina gibi bir vücut boşluğuna yerleştirilen prob adlı bir cihazla vücuda gönderilen ses dalgaları iç organlar tarafından geri yansıtılır. Dönen sesler (ekolar) aynı prob tarafından alınarak bir bilgisayar vasıtasıyla monitörde resme dönüştürülür. Ultrason görüntüleri videoteyp, film veya kağıda kayıt edilebilir. Tanısal ultrason tetkiki genellikle sonografi veya ultrasonografi olarak adlandırılır.

     
    Ultrason Güvenli midir?
    Ultrasonun tıbbi amaçlı kullanımına bağlı bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Tanısal ultrasonun uzun yıllardır devam eden yaygın kullanımı herhangi bir yan etki ortaya çıkarmamıştır. Hayvanlarda yapılan çalışmalar tanısal ultrasonun herhangi bir yan etkisi olmadığını göstermiştir.
    Neden Yapılır?
    Elle yapılan pelvik muayenenin sağladığı bilgiler yeterli olmayabilir. Pelvik ultrason ile rahim ve yumurtalıklar görüntülenebilir. Ultrason elle yapılan muayene bulgularını açıklamak için yardımcı olabilir veya ek bilgiler sağlayabilir. Pelvik ultrason tetkikinin en sık yapılma nedenleri:
    -Kasık ağrısı
    -Anormal vajinal kanama,
    -Jinekolojik muayene sırasında şüpheli kitle araştırılmasıdır. 
    Pelvik Ultrason Nasıl Yapılır?
    Bu konuda profesyonel eğitim almış doktor tarafından yapılır. Pelvik bölgenin ultrason tetkiki için 2 yöntem vardır:
    1. Transabdominal Ultrason: Karnın alt bölgesinde cilt üzerine yerleştirilen bir prob yardımıyla yapılır.
    2. Transvaginal Ultrason: İnce çubuk şeklindeki prob üzerine koruyucu bir kılıf geçirilerek buna kayganlaştırıcı bir jel sürülür ve vajinaya yerleştirilir.
    Ultrason Tetkiki Ne Kadar Sürer?
    10-15 dakika kadar sürer.
    Özel Bir Hazırlık Gerekir mi?
    Abdominal inceleme sırtüstü yatar vaziyette yapılır. Daha iyi görüntü almak için mesane dolu olmalıdır. İşlemden önce su içmek ve idrara çıkmamak gerekir.
    Vajinal inceleme jinekolojik muayene pozisyonunda yapılır. İşlemden önce idrar kesesi boşaltılmalıdır.
    Ultrason Abdominal mi Yoksa Vajinal Yoldan mı Yapılmalıdır?
    Bu karar tetkikin yapılma sebebine bağlıdır. Bazı durumlarda sadece karın ultrasonu yapılması gerekebilir, bazı durumlarda ise sadece vajinal ultrason yeterli olacaktır. Ancak çoğu kez hem karın hem de vajinal ultrason gerekir. Bu kararı doktorunuz verecektir.
    Her bir incelemenin ayrı avantajları vardır. Abdominal yaklaşımla tüm pelvik bölgenin panaromik görüntüleri alınabilir. Bu yolla iç organların birbiri ile ilişkisi görülebilir. Vajinal yolla, prob inceleme alanına daha yakın olduğu için daha iyi görüntüler elde edilir. Vajinal yolla yapılan ultrason tetkiki erken gebelik döneminde fetal kalp atışlarını görmek, rahimin iç tabakasını değerlendirmek ve yumurtalıklardaki bir kistin boyutlarını ölçmek için çok faydalıdır.
    Vajinal Ultrason Zararlı mıdır?
    Ağrısız bir işlemdir. Genellikle jinekolojik muayeneden daha rahattır. Eğer vajinal kanama varsa, hamilelik olsa bile vajinal ultrasonun bir zararı yoktur.

     
    Doppler Ultrason Nedir?
     
    Pelvik organlara ve vücudun diğer kısımlarına giden kan akımını değerlendirmek için kullanılır. Kan akımları ultrason cihazının mikrofonundan duyulabilir, grafik ve renklerle gösterilebilir. İşlem sırasında acı hissedilmez. Doppler ultrason tetkikinin yapılmasına genellikle inceleme sırasında karar verilir.

     
    ENDOANAL ULTRASONOGRAFİ

     
    Terminolojik olarak anal ultrasonografi, rektal ultrasonografi, ERUS gibi isimler ile de anılmaktadır. Anüs ve çevre dokuların patolojilerinin incelenmesinde kullanılmaktadır. Küçük çaplı prob kullanıldığında anal kanal anatomisinin değişmemesi avantaj oluşturmaktadır.

     
    Hangi Durumlarda Kullanılır?

     
    1. Anal inkontinans (gaz-dışkı kaçırma): Sfinkter kasları ve çevre dokuların sağlam olup olmadığı görülmektedir.

     
    2. Bilinen rektal ve/veya anal kanser: Hastalığın evresini (yayılımını) belirlemede kullanılmaktadır. Ayrıca, tedavi sonrası hastalığın durumunu belirlemede de kullanılabilmektedir.

     
    3. Perianal fistül: Anüs çevresindeki akıntılı durumlarda genellikle, altta yatan bir fistül (iltihabi traktüs) vardır. Fistülün tedavisinden önce yayılımı ve şekli belirlenirse tedavi başarısı artmaktadır. Bu nedenle fistüllerin trasesini belirlemede tercih edilen bir yöntemdir.

     
    4. İç hemoroid: Anal kanal duvarında gelişen kıvrımlı toplardamarlar bu yöntemle kolaylıkla tanınabilmektedir. İnceleme sırasında anal kanal anatomisi bozulmadığından dolayı hemoroidlerin yerleşim yeri doğru olarak tanımlanmaktadır.

     
    5. Anüste çatlak (fissür): Ağrılı bir durum olmakla birlikte günümüzde mevcut olan küçük çaplı problar rahatlıkla kullanılabilmektedir.

     
    Nasıl Yapılır?

     
    Hasta yatar pozisyonda iken (genellikle sol yanına yatmaktadır) 360 derece görüş açısı olan çubuk şeklinde problar ile inceleme gerçekleştirilmektedir. Tetkik endikasyonuna göre probun ucundaki balon, gazsız su ile şişirilmektedir. Fistülün iç ağzının anüs ya da rektuma açılımı konusunda şüphe varsa, fistülün dış ağzından küçük miktar hidrojen peroksid (oksijenli su) verilmesine gereksinim olabilmektedir.

     
    Kim Yapar?

     
    İncelemeyi konusunda deneyimli radyoloji hekimi yapmaktadır.

     
    Tetkikin Zararlı Etkisi Var mıdır?

     
    Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun bilinen zararlı bir etkisi yoktur.

     
    Hazırlık

     
    Genellikle hazırlığa gereksinim olmamakla birlikte rektal tumör evrelemesi gibi durumlarda fleet enema ile hazırlık gerekebilmektedir.

     
    RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
    Bir organın veya damarının kan akımını inceleyerek, akımın miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı, akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir. Atardamarlar kırmızı toplardamarlar mavi renk şeklinde görülür.
    Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi ile:
    Kol ve bacak damarları
    Karaciğeri besleyen damarlar
    Böbreği besleyen damarlar
    Boyun damarları
    Gebelerde, anneye ve fetusa ait damarlar
    OBSTETRİK ULTRASONOGRAFİ
    Ultrasonografi, gebelik takibinde kullanılan kolay uygulanabilir, etkili, güvenli bir yöntemdir. Anne adayının karın cildine temas eden prob aracılığı ile yüksek frekanslı ses dalgaları gönderilir. Ses dalgaları fetüsün dokularından değişik miktar ve şekilde yansıyarak geri döner. Ekolar bilgisayar tarafından işlenerek monitore görüntü olarak aktarılır.

    Hangi Durumların Tanısında Yararlanılır?
    Anne karnındaki bebeğin kalp atımları ve hareketleri izlenir. Embriyo (12 haftadan küçük bebekler) ve fetüsteki (12 haftadan büyükler) muhtemel anormallikler saptanır. Çesitli ölçümler yapılarak bebeğin gelişimi değerlendirilir.
    Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun fetüse bilinen zararlı bir etkisi yoktur.


    1. Gebeliğin Erken Tanısı: Gebelik kesesi transvajinal ultrasonografi ile son adet tarihinden itibaren 4-5 haftalarda saptanabilir. Özellikle son adet tarihini hatırlamayanlarda fetüsün belirli uzunluklarının ölçümü ile gebelik yaşının tayini yapılabilir. İlerleyen gebelik döneminde ise fetüsün gelişimi bacak (uyluk kemiği) uzunluğu, kafa ve karın çevreleri ölçülerek değerlendirilir.

    2. Düşük Tehdidi: Embriyonun ve fetüsün canlı olup olmadığı değerlendirilir. Bebek anne karnında ölmüş (missed abortus), hiç gelişememiş (bos gebelik kesesi) ya da uterus (rahim) dışında yerleşmiş (dış gebelik) olabilir. Ya da gebelik embriyo yerine tümör gelişimi şeklinde olabilir (mol gebelik).

    3. Plasenta Anomalileri: Plasentanın yeri (rahim ağzını kapatıp kapatmadığı) ve diğer plasenta anomalileri gösterilebilir.

    4. Çoğul Gebelikler: Ultrason ile tanı konulur. Bebeklerin pozisyonu, plasenta ve amniyon keselerinin sayısı değerlendirilir.

    Ne Zaman Yapılmalıdır?
    Gebelik süresince normal olmayan şüpheli bir durumun varlığında ultrason yapılabilir. Adet gecikmesinden 1-2 hafta sonra gebeliğin saptanması ve bu gebeliğin intrauterin (rahim içerisine yerleşmiş) normal bir gebelik olduğunun görülmesi için ultrasonografi yapılmalıdır. Bunun dışında 11-14 ve 19-24 haftalarda herhangi anomali araştırılması, 34. haftadan sonrada bebeğin büyüklüğünü ve pozisyonunu görmek için ultrasonografi uygulanır. Ülkemizde bazı Kadın-Doğum doktorları her rutin muayenede ultrasonografik inceleme yapmaktadır. Ancak daha ayrıntılı inceleme için bir veya iki kez sonografi uzmanından ikinci düzey ultrasonografi isteyenler de vardır. İkinci düzey inceleme için çözünürlüğü çok yüksek olan, renkli Doppler de yapabilen cihazlar kullanılır.
    Kullanılan Yöntemler

    Gebeliğin erken döneminde ve gebelik harici tüm jinekolojik incelemelerde çubuk şeklinde problar ile yapılan vajinal ultrasonografi uterus, overler ve embriyonun çok daha ayrıntılı görüntülenmesine imkan verir. Bu yöntemde mesanenin dolu olmasına gerek yoktur (zaman kaybı olmaz).
    Doppler ultrasonografi ile bebeğin damarlarındaki kan akımları değerlendirilir ve bebeğin gelişmesi ile ilgili ek bilgiler elde edilir (örn: beynin beslenmesi). Son zamanlarda 3 boyutlu ultrasonografi ile de gebelik incelemeleri yapılmaktadır.

     
    Erkeklerde testisleri besleyen damarlar VARİKOSEL

     
    Varikosel spermatik kordda gelişen genişlemiş venlerdir. Spermatik kord kan damarları, lenfatik damarlar, sinirler ve sperm taşıyan kanallardan (vas deferens) oluşur. Bu venlerdeki kapaklarda hasar meydana gelirse bozulan kan dolaşımı venlerde genişlemeye ve kanın durağanlaşmasına neden olur. Varikosel bir ya da iki taraflı olabilir. Ancak, hastaların %85' inde sol tarafdadır. Varikoselin görülme oranı %10-20' dir, en sık 15 - 25 yaş arasında rastlanır.

     
    Varikoselin Zararlı Etkisi Nedir?
    Testislerin etrafında genişlemiş venler içerisinde artmış kan ısısı hipertermik etki ile spermlere zarar verdiğinden infertiliteye (kısırlık) neden olabilir.
    İnfertil erkeklerin %40' ında varikosel saptanır. Sekonder infertil (daha önce çocuk sahibi olup ta sonradan kısır olan) erkeklerde ise bu oran %80' e ulaşır.
    Varikosel Belirtileri Nelerdir?
    Semptomlar; testiste ağrı, infertilite, testislerde küçülme (atrofi), palpe edilebilen ya da dışardan gözle görülebilen genişlemiş venlerdir.
    Nasıl Tanınır?
    İleri evre varikoseller gözle görülebilir. Orta evre varikoselleri muayene sırasında hekiminiz elle tanıyabilir. Erken evre varikosellerin tanısında ise yardımcı tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu yöntemler;
    • Renkli Doppler ultrasonografi
    • Termografi
    • Venografi
    • Semen analizi; varikosel kaynaklı infertilitede tipik olarak gelişimi tamamlanmamış, hasarlı veya ölü spermler görülür.
    Tedavi Ne Zaman Önerilmektedir?
    Varikosel ağrı yapıyorsa, testislere zarar veriyorsa (küçülme, atrofi gibi), kısırlığa neden oluyorsa cerrahi ligasyon tedavisi önerilmektedir.
    Tedavi Sonrası Tekrarlar mı?
    Tedavi sonrası hastaların %5-20' sinde varikosel tekrarlayabilir. Hastaların %2-5' inde testislerin etrafında sıvı birikimi (hidrosel) oluşabilir.

     
    Ameliyat Olmakla Çocuk Sahibi Olma Şansı Artar mı?

    Varikosel ameliyatı olmuş hastaların yaklaşık yarısı ameliyat sonrası birinci yıl içerisinde çocuk sahibi olurlar.

     
    Gözü besleyen damarlar
    Vücudun herhangibir bölgesinde oluşan bir kitlenin kanlanması incelenebilir.
    İç organlar hariç, inceleme öncesinde önemli bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak karın içindeki bir organ (karaciğer, pankreas, böbrek v.b.) incelenecek ise 6 saatlik açlık ile, oluşabilecek gazı engelleyerek incelemenin daha kaliteli gerçekleşmesi sağlanır.
    Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi, tıpkı Ultrasonografi incelemesinde olduğu gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Yanlızca ultrason enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır.
    MAMMOGRAFİ VE USG MEME
    Mammografi düşük dozda X ışını aracılığı ile meme dokusunun görüntülenmesidir. Her memeye 2 adet olmak üzere toplamda 4 film çekilir.
    Hiçbir şikayeti olmasa da tüm kadınların;
    • 35-40 yaş arasında baz oluşturacak bir mammografi çektirmesi,
    • 40 yaşından sonra 2 yılda bir,
    • 50 yaşından sonra her yıl meme kanseri taraması yaptırması gerekmektedir.
    Çünkü meme kanserinin en erken bulgusu olan küçük küme mikrokalsifikasyon spiküle kitle ve kireçlenme odaklarını gösterebilen tek yöntem mammografidir. Meme kanserinin büyüyüp ele gelecek kadar kitle oluşturması ise bu aşamadan yıllar sonraya tekabül eder.
    Tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanserinin de tedavisindeki başarı erken teşhis ve erken tedavi ile mümkündür.
    Mammografi çekim işlemine gelirken beraberinde eski filmlerinde getirilmesi ve her seferinde eski filmler ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir.
    DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN
    Diş röntgeni dişlerin, kemik ve dişetlerinin birlikte görüntülendiği bir röntgendir. Diş hekiminin klinikte muayene ile görünmeyen kısımlarını göstermeye yarayan dişler yada çenelerle ilgili problemleri teşhis etmesine yardımcı bir yöntemdir. Örneğin başlangıç çürüklerinin tespiti, özellikle diş minesi sağlıklı gibi dursa da
    çürük dişlerin ya da diş eti çizgisinin arkasına gizlendiğinde, ağızdaki absenin hangi dişten kaynaklandığı, periodontal hastalıktan dolayı kemiğin zarar görmesi,dişlerdeki yapı bozuklukları, kök kırıkları, kist ya da tümörler röntgenle tespit edilebilir.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     
    KEYWORDS RAD İSTANBUL RAD İSTANBUL GÖRÜNTÜLEME RADİSTANBUL ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
        RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE KARTAL MALTEPE PENDİK TUZLA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
    ÜMRANİYE ŞUBESİ : GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA MAMOGRAFİ KEMİK DANSİTOMETRİ PANORAMİK DİJİTAL RÖNTGEN SEFALOMETRİK DİJİTAL RÖNTGEN     DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-RENAL ARTERLER RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLERULRASON (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ –KALÇA ULTRASONU
    ADRES: İNKILAP MAHALLESİ ALEMDAĞ CADDESİ MELTEM SOKAK 2/2 ÜMRANİYE TEL: 0-216-5218836 FAX: 0-216-5218836 radistanbul@hotmail.com

     

     

     

     

     
    ÇEKMEKÖY ŞUBESİ

     
    ÇENE FİLMİ ÇEKMEKÖY SARIGAZİ SAMANDIRA ÜMRANİYE ALEMDAĞ REŞADİYE ŞİLE AĞVA PANORAMİK DİŞ FİLMİ VS

     
    DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN

     
    ADRES: ÇAMLIK MAHALLESİ ŞAHİNBEY CADDESİ UMUT SOKAK YURTSEVEN İŞ MERKEZİ 2/2
        TEL: 0-216-6423432 radistanbul@hotmail.com
        PENDİK ŞUBESİ:
        ADRES:
    SAĞLIK BAKANLIĞI MARMARA ÜNİVERSİTESİ PENDİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARŞISI
        MİMAR SİNAN CADDESİ FEVZİ ÇAKMAK MAHALLESİ KAYISI SOKAK A BLOK 2/17
    TEL: 0-530-5472565 (ŞİMDİLİK)
        DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON
    RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-RENALARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ

     

     

     

     

     
    GGÖRÜNTÜLEME KEYWORDS: (İSTANBUL ANADOLU-AVRUPA)
  1. AYRINTILI ULTRASON
  2. MEME RENKLİ DOPPLER
  3. PROSTAT RENKLİ DOPLER
  4. JİNEKOLOJİK RENKLİ DOPLER
  5. KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPLER
  6. OBSTETRİK DETAYLI DOPLER
  7. DOPPLER
  8. DOPPLER
  9. RENKLİ ULTRASON DOPPLER
  10. ULTRASYON USG US ULTRASON ULTRSONOGRAFİ GÖRÜNTÜLEME
  11. RENKLİ MEME ORBİTA TİROİD DOPLERİ USG
  12. DETAYLI ULTRASON
  13. DETAYLI RENKLİ ULTRASON
  14. RENKLİ DOPPLER
  15. ULTRASON
  16. MAMOGRAFİ
  17. KEMİK DANSİTOMETRİ
  18. KEMİK ERİME TESTİ
  19. HAMİLE ULTRASONU
  20. PANORAMİK RÖNTGEN
  21. STANDART PANORAMİK RÖNTGEN
  22. ÇENE FİLMİ
  23. SEFALOMETRİK RÖNTGEN
  24. DÖRT BOYUTLU ULTRASON
  25. GEBELİK ULTRASONU
  26. OBSTETRİK ULTRASON
  27. ABDOMEN ULTRASONU
  28. OBSTETRİK RENKLİ DOPLER
  29. UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME
  30. UYGUN FİYATLI ULTRASON DOPPLER
  31. GEBELİK DOPPLERİ GEBELİK RENKLİ DOPPLERİ
    ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ VE TÜM BAĞLI SEMT VE KÖYLER GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
  32. AİLE HEKİMLERİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ AİLE HEKİMİ HASTALARINA UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
  33. OSTEOPOROZ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
  34. GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
  35. GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
    DİŞ RÖNTGENİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
  36. RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ TAŞDELEN ÖMERLİ DUDULLU TEPEÜSTÜ İMES MODOKO İKEA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
    DİŞ FİLMİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
    GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     
    MERKEZİMİZDE YAPILAN TETKİKLER http://www.radistanbul.com/

     
    
ULTRASONOGRAFİ
TETKİK İŞARET
RENKLİ DOPPLER RDUS
TETKİK İŞARET
ÜST ABDOMEN USG
KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER
ALT ABDOMEN USG
HER İKİ ALT EKSTREMİTE VENÖZ
TÜM ABDOMEN USG
HER İKİ ALT EKSTREMİTE ARTER
JİNEKOLOJİK USG
SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ
FOLİKÜLOMETRİ USG
SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ
TİROİD USG
SAĞ ALT EKSTREMİTE ARTER
HEPATOBİLİER USG
SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ
TRANSREKTAL USG
SOL ALT EKSTREMİTE ARTER
TRANSVAGİNAL USG
SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ
ORBİTA US
HER İKİ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ
PENİL USG
HER İKİ ÜST EKSTREMİTE ARTER
KALÇA USG
SAĞ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ
PELVİK USG
SAĞ ÜST EKSTREMİTE ARTER
YUMUŞAK DOKU USG
SOL ÜST EKSTREMİTE VEN
BOYUN USG
SOL ÜST EKSTREMİTE ARTER
PAROTİS USG
BİLATERAL ALT EKSTREMİTE AV
SUBMANDİBULER USG
BİLATERAL ÜST EKSTREMİTA AV
MEME USG BİLATERAL
PROSTAT RDUS
MEME USG SAĞ
MEME RDUS
MEME USG SOL
JİNEKOLOJİK RDUS
ÜRİNER SİSTEM USG
TRANSVAGİNAL RDUS
SKROTAL USG
TRANSREKTAL RDUS
4D OBSTETRİK
RENAL ARTER RDUS
3D OBSTETRİK
RENAL VEN RDUS
OBSTETRİK USG RUTİN
MESENTER ARTER RDU
TORAKS USG
PORTAL SİSTEM RDUS
YÜZEYEL USG
OBSTETRİK RDUS
SUPRAPUBİK USG
4D OBSTETRİK USG
SAFRA YOLLARI USG
3D OBSTETRİK USG
AYRINTILI RENAL USG
SKROTAL RDUS
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN
PENİL RDUSG
DİJİTAL SEFALOMETRİK RÖNTGEN
II. DÜZEY OBSTETRİK
MAMMOGRAFİ MAMOGRAFİ
KİTLE LEZYONU RDUS
KEMİK ERİME TESTİ BMD
ORBİTA RDUS

 

0-216-5218836
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
ÜMRANİYE-ÇEKMEKÖY-PENDİK
0-216-521 88 36
0-216-642 34 32
    http://www.radistanbul.com/

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder